23 Mart 2016 Çarşamba

Parçalanmış Gülüşler - Şartsız Şurtsuz Çekiliş :)

Arkadaşlar merhabalar, buraları ihmal ediyorum bu aralar kusuruma bakmayın..
Kitap dağılıyor yavaşta olsa, bir sürü mail alıyorum sizden öncelikle ilginiz için teşekkür ederim. d&r mağzalarına hala ulaşamamış, evet o konuda bende sizler kadar şaşkınım ancak dönem itibariyle çok fazla yeni kitap olduğu için depodan mağazalara sevk süresi uzamış. Lâkin idefix - kitapyurdu - d&r web sitelerinde mevcut, hikâyelerime ortak olmak herkesi sokağımdan sonra dünyama beklerim :)

Gelelim konuya, yüksek müsadenizle okur dostlarımdan birine kitabımdan hediye etmek istiyorum. Kitaptan ziyade aslında benim için maneviyatı daha yüksek olan bir şeyi de yanında vermek niyetim. Fotoğrafta gördüğünüz "kafasınagöre defter" i bir fanzin dergisinden aldım. Ufak, boş sayfaları olan bir defter. Tam 3 ay boyunca yanımda taşıdım, bir yere giderim de bir şeyler karalarım diye. Geçen hafta iş için Antalya'daydım, orada en son dedim ki bu böyle olmayacak ben artık yazayım. Özellikle gece çöktüğü zaman karaladım bir şeyler. Okuyan için güzel bir hatıra olur umarım :)




Çeşitli bloglarda böyle çekilişlerde filan şart vs oluyor, bunda sadece aşağıya küçük bir şeyler yazmanız yeterli sizlere ulaşabilmem için
Görüşmek üzere, yeni hikâyelerle geleceğim :)

30.03 - Çarşamba günü akşamı bir uğrayın :)

Ne zormuş yahu bu iş ^_^ 
yorumda bulunan bütün arkadaşlarıma teşekkür ederim. var'olun.
Kazanan arkadaşımız Demirkadın Demir
parcalanmisgulusler@gmail.com adresine iletişim bilgilerini yazarsa çok memnun olurum :)


15 Mart 2016 Salı

Konuşmadı..


Ve zaman geçiyor gökyüzünün rahmini delip geçerek. Gökyüzü ağlıyor, kuşlar yere paralel çakılıyor tabiatına latife edercesine. Hava serin, ben yorgunum. Ne işim var lan burada diyorum. Buradadan kastım neresi bilmiyorum. Ve nefes.. hızla delip geçiyor boğazımın gevşek yerlerini. Ağız dolusu küfür etmek istiyorum yeni boğmuş bir bebeğe. Ve içim el vermiyor 45 çocuğu siken kişilerle aynı ete benzemeye. Siz hiç kelimelerin tecavüzüne uğradınız mı?

Beynim karıncalanıyor. Karşıda görülen mavi derya bozuyor sinirlerimi. Hala diyor.. bu amına koduğumun dünyasında var güzel şeyler. Bir bomba patlıyor sol yanımda. Tesiri güçlensin diye tonlarca kelimelerle kuvvetlendirilmiş bir bomba bu. Öyle saçıyorum / saçtım ki kimse kalmadı etrafımda. Herkes darmadağın oldu. Paramparça cümlelerle dolu her yanım. Siz hiç yarım kalmış bir cümlenin can çekişmesini izlediniz mi?

Şuracıkta bir çocuk, hala gülümseyebiliyor. Yüzüne kondurduğu ve onu neşelendiren bu ifadesini yeni öğrendi belki de.  Bana mutluluğun resmini çizme Abidin diyorum, bana mutluluğu ver. Gülümsüyor bana doğru bakarak. Bir yüzde oluşan gülümsemenin sebebi olmak kurşun yarası kadar ağır. Geri veremeyeceğin şeyleri başkasına verme demişti birisi. Ben onbir yaşındayken boğulup giden sarışın bir kız çocuğunun yüzüne bıraktım bütün gülümsemeleri. Geriye ne kaldı diyecek olursanız Allah belamı versin ki biliyorum. Hep bir suçluluk duygusu duyuyorum şu hayatta. Siz hiç pişman bir cümlenin kendini nasıl yok ettiğine şahit oldunuz mu?

Velhasıl, zaman yardı geçti gökyüzünün rahmini. Bir piç daha gülümsüyor gökyüzünden bakarak. Ve onlarca masum kelime yaralanıyor kirli döller yüzünden. Karşımda bir bank, sessizce duruyor. Dinliyorum..dinliyorum..dinliyorum..dinliyorum..konuşsana lan..dinliyorum..dinliyorum..dinliyorum..dinliyorum..konuş be olum..dinliyorum..
Büyük sessizlik büyük kavgalar getirir demişti birisi yine! ah, ne çok söz dinlemişim, ne çok azar işitmişim. Elimde sahipsiz köşesi yırtılmış üç kağıt. sanırım üç cümlelik yerim kaldı. o kadar çok konuşmasını istedim ki, benim konuşmama yer kalmadı.
Sahi siz hiç sessizliği sikmeyi denediniz mi?


6 Mart 2016 Pazar

Parçalanmış Gülüşler ile CNR Kitap Fuarındayım. Beklerim


İmza günü diye yapmışlar görseli ama böyle olunca ben bir garipsiyorum. En iyisi mi çaya çorbaya sohbete buyurun diyeyim :)
Çarşamba günü daha yeni bandroller yapıştırılacak, mağazalara dağıtımı bir haftayı bulabilir. 12 Mart Cumartesi kitabımla orada olacağım. Sıcağını sıcağına almak isteyen, tanışmak isteyen herkesi beklerim :)

3 Mart 2016 Perşembe

Bir Bilebilsen..


Elimde ucundan tek ısırık alınmış pamuk şekeri.
şekerin sapıyla sol avuç içimi kaşıyorum. Avucumun içi Tanrı'nın yüzü gibi gaddar. Merhametli yanını görebilmek için odaklanıyorum elimde yazan yazıya. Tepemde martılar ağlıyor, Tanrı ben buradayım demese de en azından fısıldıyor. Karşımda batan güneşin huzuru beni ikna ediyor. "Tamam" diyorum "Tanrım, benimlesin biliyorum."
Haklı olarak kiminle konuşuyorsun diye çıkışıyor Başak. Hayatımın bütün özetini barındıran üç kelimelik bir çıkışta bulunuyorum; "hiç"
Gözleri avucumun içinde. Gözlerinin temas ettiği her yerde çiçekler açıyor, halklar barışıyor, bir bebek gülerek doğuyor.
Ama gel gör ki bilmiyor. Söyleyemediklerim dört elli bir canavara dönüşerek boğazımı sımsıkı sıkıyor.
Elleriyle tutup avuç içimi açarak yazıyı okuyor, gözleri gözlerime değince yine unutuyorum okumayı, yine unutuyorum kullandığım lisanı..
"Ne demek bu" diyor kafamda uçuşan martıyla aynı anda gülümseyerek.
Yine aynı kelimeyi dillendiriyorum; "hiç"
Başını omzuma yaslıyor. Yüreğimin icindeki bir kent özerkliğini ilan ediyor. Avuç içime bakıyorum, unutmayayım diye yazdığım "bir bilebilsen" yazıyor. Başına bir iç çekiş ekleyip dillendiriyorum;
"Ah, bir bilsen.."
Başak bana bakıyor. Baktıkça Tanrı gözümde iyice beliriyor.
"Bir bilsen" diyor, "âh be adam bir bilsen.."